GAZİ SÜLEYMAN PAŞA
Osmanlı Devleti’nin ikinci hükümdarı Orhan Gazi’nin büyük oğlu olup, annesi Yarhisar tekfurunun kızı Nilüfer (Holofira) Hatundur. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Hicri 716 (1316) olduğunu kabul edenler vardır.
Gazi Süleyman Paşa, ilk defa Gerede’ye hakim olup,1331’de İznik’in, 1337/38’de İzmit’in alınmasında önemli rol oynamıştır. Kendisine Tarahle- Yenicesi, Göynük ve Mudurnu dahil, timar olarak verilmiştir.
Kaynaklarda Süleyman Paşa-ili olarak adlandırılan bu tımarında adaleti ile tanınan Süleyman Paşa’nın halk tarafından sevildiğine dair kayıtlar vardır. Karesi Beyliğinin alınmasında esas rol oynayan Süleyman Paşa’nın Edincik (Aydıncık), Biga ve Lapseki’yi bizzat zaptettiği anlaşılmaktadır. Gelibolu hakimi Andronikos Asan’ın oğullarından Manuel Asan, İoannes Asan veya Michael Asan ile sıkı dostluk ilişkisi kurmuş ve bunlardan birinin (Melik Bey) Müslüman olmasını sağlamıştır.
Babası Orhan Bey de, 1346 Mayısında Kantakuzenos’un Theodora ile evlenerek dostluğu pekiştirmiştir. 1347 yılında İmparator ile Orhan Bey, Üsküdar’da buluşmuşlar ve müşterek saydıkları Sırp tehlikesine karşı takip etmeleri gereken siyasetin esas noktaları üzerinde mutabık kalmışlardı. İmparator, Orhan Gazi’yi Bizans’a davet etmiş, fakat Türk hükümdarı kabul etmemiş, karşı yakadan İstanbul’u seyredip Bursa’ya dönmüştür.
Sırp Kralı İstephan Duşan’ın (ölümüne yakın günlerde Papa VI. İnnocentius’dan “Türklere karşı Başkomutan” unvanı almıştı.) Selanik’i kuşatması üzerine, Orhan Gazi İmparatorun yardım talebini kabul etmiştir. Orhan Bey, Sırbistan’a karşı Bizans’ı desteklemiştir. Zira, kudretli bir Slav Devletinin Balkanlarda ortaya çıkması, Türk siyasetine kökünden aykırı bir durumdu.
Şehzade Süleyman Paşa, ilk defa 10 Bin kişilik bir kuvvetle Rumeli’ye geçmiş, 1349’da da 20 bin kişilik bir birlik göndererek isyancı “Zelotlar”ın elindeki Selanik’i kurtarmıştır. Bu başarı, Gazi Süleyman Paşa’nın tüm Balkanlarda tanınmasına yol açmıştır. Gelibolu’nun fethi fikri bu suretle olgunluk kazanmıştır. Osmanlı kuvvetlerine kumanda eden Gazi Süleyman Paşa, bu seferler sırasında Rumeli’yi yakından tanıma fırsatını bulmuştur.
Bu ilk Rumeli seferine, Gazi Süleyman Paşa’nın kardeşlerinden Murad, İbrahim ve Halil Beyler de katılmıştır. Bundan sonra, babası ile birlikte, Kantakuzenos’u asıl imparator İoannes V. Paleologos’a karşı her bakımdan desteklemiştir. Sırp ve Bulgarları Dimetoka önlerinde mağlup ederek Edirne’yi Bizans adına kurtarmıştır. (1352) Bu yardıma karşılık, Çimbi kalesi Türklere üs olarak verilmiştir (1354).
Gazi Süleyman Paşa, Çimbi Kalesi’nde bir miktar asker bırakıp Biga’ya döndükten sonra, beraberindekiler yeni fırsatlar aramaya başlamıştır. Rumeli’ye geçiş olayını Osmanlılar “Rumeli’ne mürûr” ismiyle anmışlardır. Türklerin Rumeli’ye geçişi; Türklere Anadolu’nun kapılarını açan, Türk tarihinin dönüm noktalarından biri olan Malazgirt Savaşı (1071) kadar önemlidir. Çünkü o tarihten itibaren Rumeli de, 500 yıllık Türk döneminde, Anadolu kadar Türkleştirildi.
Rumeli’nin fethi olayı yalnız Türk tarihine yeni bir akış veren bir hadise olmakla kalmadı. Aynı zamanda Avrupa, dolayısıyla dünya tarihine de geniş ölçüde tesir etti. 12 Mart 1354’te meydana gelen şiddetli deprem Gelibolu kale duvarlarını yıkarak Osmanlı fethini kolaylaştırmıştır. Gazi Süleyman Paşa, Gelibolu Kalesi başta olmak üzere Tekirdağ’a kadar Marmara sahillerini feth etmiş, Gelibolu kalesinin surlarını tamir ettirmiş, Anadolu’dan getirttiği Türk Halkını yeni alınan kalelere yerleştirmiştir.
1354’ten itibaren Gelibolu’da kendisine yaptırdığı sarayda oturmaya başladı. Gazi Süleyman Paşa Gelibolu ve civarını feth etti. Rumeli fatihi olarak bilinmektedir. Gazi Süleyman Paşa için mevlit şairi Süleyman Çelebi’nin büyük babası ve Orhan Gazinin kayınbiraderi Şeyh Mahmut Gazi 1354’de:
“Kerâmet gösterip halka suya seccade salmışsın
Yakâsın Rumeli’nin dest-i takva ile almışsın.”
Beytini yazmıştır. Gelibolu Yarımadası’nın fethi Bizans’ı altüst etti. Kantakuzinos, damadı Orhan Gazi’ye müracaat ederek buraların kendisine para karşılığında iadesini teklif etti. Orhan Bey: “Büyük bir depremle bütün kaleleri yıkan Allah’ın ihsan ettiği yerlerden Türklerin artık çıkmalarına imkan kalmadığı” şeklinde cevap verdi. Kantakuzenos, Rumeli’nin kaybından sorumlu tutulmuş, bu yüzden Paleologoslar lehine imparatorluk tahtından feragat edip, bir manastıra çekilmeye mecbur kalmıştır.
Rumeli fatihi Süleyman Paşa’nın seferlerine katılan kurmayları: Kardeşi Murat Bey, Hacı İl Bey, Lala Şahin Paşa, Evronos Gazi, Gazi Fazıl ve Ece Yakup Bey’dir. Diğer komutanları ise Balabancık Oğlu, Akça Kocaoğlu, ve Kara Hasanoğlu’dur. Gazi Süleyman Paşa, Rumeli’ye geçti, Çimpi Kalesinde “köprü başı” kurdu. Balabancık ve Exemil kalelerini birbirleri peşi sıra fethetti. Ece Bey, Gazi Fazil Ece Ovasını fethe çalışırken, kendisi, Bolayır’ı aldı, Hayrabolu’ya kuvvet sevk edip, Şarköy, Malkara ve Keşan’ı fethetti. Kardeşi Murat Bey 1357’de Çorlu’yu aldı. Tekirdağı fethetti.
Çimbi’den dönen Süleyman Paşa, Bolu’yu ele geçirdi. Ankara’yı Ahiler’den alıp, (1354) Osmanlı’ları Sakarya ile Kızılırmak arasındaki topraklara hakim kıldı. Kızılırmak çevresinin fethi ise, Anadolu hakimiyeti demekti.
Rumeli’nin ele geçirilmesi en ufak ayrıntılarına kadar önceden tespit edilen bir plana göre yapıldı. Gazi Süleyman Paşa, bütün Rumeli’yi fethedecek kadar yaşamadı. 1357’de bir yaz günü, Bolayır ile Seydi-Kavak arasında doğanla avlanırken, havalandırdığı doğanı takip ederken, atının ayağının sürçmesi sonucunda düşerek, 43 yaşında vefat etti. Son sözleri şu oldu:
“Allah bana biraz daha ömür nasip etse idi, bütün Rumeli’yi fethederdim. Beni bu topraklara gömün. Ama, arkadaşlarım, karındaşlarım, mezarımı düşmana çiğnetmesin!” Gelibolu Fatihi Süleyman Paşa, atıyla birlikte Bolayır’a gömüldü. Arkadaşları mezarını düşmana çiğnetmediler.